Sükûtla Açan Güllerin Hikâyesi
- Sesli Terapi
- 21 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Haz

Sükûtla Açan Güllerin Hikâyesi
Ey kalbine dönmeye cesaret eden yolcu…
Bu satırlar dış dünyaya ait değildir.
Ne aklın hesabıyla okunur, ne gözün görüşüyle anlaşılır.
Ancak kalbin sessizliğine varabilmiş olanlar, buradaki gülleri hissedebilir.
Çünkü bu yazı, görünmeyen bir bahçenin, görünmeyen ellerle sulanan güllerinin hikâyesidir.
Gönlün Bahçesi: Varlığın Derinliklerine Açılan Kapı
İnsanın iç âlemi bir bahçedir, evet...
Ama bu öyle bir bahçedir ki; ne güneş doğudan doğar, ne toprak topraktır.
Oradaki ağaçlar duayla yeşerir, güller susarak açar ve rüzgâr,
Rabbin ismini zikredercesine eser.
Ey dost…
Sen kendini yalnızca etten ve kemikten mi ibaret sandın?
Senin içinde öyle bir âlem var ki, dışarıdaki bütün cihan onun gölgesidir.
Her insanda bir cennet gizlidir, ama anahtarı sadece sükûtta saklıdır.
Ve unutma:
Bu iç bahçe, kendiliğinden büyümez.
Sabır ister, huşû ister, gözyaşı ister.
Ve en çok da nefsin terbiye edilmesini ister.
Çünkü nefsin sesi susturulmadıkça, kalbin sessizliği duyulmaz.
Dua ile Sulanan Tohumlar
Kalpte bir tohum vardır.
Allah onu yaratırken ekti.
Kimin kalbine ne ektiğini sadece O bilir.
Kimi tohumdan bir merhamet ağacı çıkar, kiminden bir aşk gülü…
Ama tohumun büyümesi için dua gereklidir.
Dua…Yani kalbin ağzından çıkan gözyaşı.
Sözle değil, hal ile yapılan bir yakarış.
Ve o dua suladıkça, tohum kabuğunu kırar.
Ama bu hemen olmaz.
Sabır gerekir.
İçte nice fırtına kopar, nice kuraklık yaşanır.
Ama vazgeçmeyen kalbe, Allah bir bahar gönderir.
Şems’in Fısıltısı: Toprağın Altında Arayanlar
Şems-i Tebrîzî der ki: "Sen toprağın altına saklanan tohumu görmezsin.
Ama o, karanlıkta Rabbini arar."
Ey karanlıkta bekleyen dost…
Sakın umudunu yitirme.
Tohum, karanlıktan korkmaz.
Çünkü bilir ki; o karanlık, bir doğuşun habercisidir.
Sen de ruhunun toprak altındaki haline razı ol.
Görünmemek, bilinmemek, anlaşılmamak…
Bunlar toprak gibi ağır gelir bazen.
Ama sabret.
Çünkü Allah’ın en güzel işleri, sessizce olur.
Bâtının Bahçıvanı Olmak
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri şöyle der:
"Kul, zahirden bâtına çekilmedikçe, kalbindeki hakikati göremez.
Bâtın, bahçe gibidir; gafletle değil, huşû ile sulanmalıdır."
Sen hâlâ dışta arıyorsun.
İnsanların onayında, dünyanın alkışında, hayatın süslü renklerinde bir huzur arıyorsun.
Ama bâtında çiçek açmamış bir kalp, dıştaki hiçbir güzellikle doymaz.
İçinin bahçesi kuruyorsa, ne dışındaki gökyüzü seni teselli eder, ne de sözler…
Gafletle değil, huşû ile sulanmalı iç âlem.
Yani farkında olarak, hissederek, içini dinleyerek yaşamalısın.
Hallâc’ın Ateşi: Varlığı Bırakmak
Sonra Hallâc-ı Mansûr gelir:
O ki; “Ene’l-Hakk” diyerek benliğini yakıp aşkın ateşiyle yanmıştır.
"Ben O’yum…" der Hallâc, çünkü "ben" artık yoktur.
Nefsini öyle bir terk etmiştir ki, kendi sesini bile duymaz olmuştur.
Ey kendini çok önemseyen nefs…
Hallâc’ın önünde eğil.
Çünkü o, senin yokluğundan doğan bir varlıktır.
Tasavvuf, varlığını ispat değil, yokluğunu ilan etmektir.
Ve yokluk, Hakk’ın aynasıdır.
Sende bir “ben” oldukça, O görünmez.
Dervişin Yürüyüşü: Gülün Önünde Eğilmek
Bir derviş yürür…
Ama dışarıdan değil, içeriden yürür.
Her adımıyla biraz daha azalır.
Her nefeste biraz daha susar.
Gülün önünde eğilirken aslında kendine eğilir.
Çünkü o bilir: Gerçek aşk, secdeyle başlar.
Ve secde, sadece yere değil; nefsine de yapılır.
Topraktan utanmayan bir derviş, kibrini orada bırakır.
Ve toprak, ona sırlarını açar.
O yüzden her derviş, bir bahçede değil; kendi gönlünde yürür.
Ve yürürken kendini unutur.
Unutmak da bir tür hatırlamaktır.
Zira insan ne zaman kendini unutsa,
Rabbini hatırlar.
Sükûtun Kapısı: Söz Değil Hal Konuşur
Söz, bazen perde olur.
Sükût, Hakk’a en yakın pencere…
Kalbinle konuş, dille değil.
Zira O, fısıltıya değil; haline bakar.
Ey kelimelere sığınan yolcu…
Sükûtu dene bir de.
Bir gece hiçbir şey söyleme.
Sadece dinle.
Kalbini dinle.
Ruhunu dinle.
Ve bak, Allah sana ne söylüyor.
Gönül Bahçesinde Bahar Başlar
İç bahçede ne varsa, dışına o yansır.
İçin yansa, bakışın da yanar.
İçin ağlarsa, gözlerin de sulanır.
Ama iç bahçen gülistansa, dünya sana cennet olur.
Ve her şeyin sonunda bir bahar başlar.
Ama bu bahar takvimle gelmez.
Ne Mart’ta başlar, ne Nisan’da açar…
Bu bahar kalpte açar.
Ve açtığında, nefsin susar, kalbin konuşur.
Ruhun secdeye varır.
Ey Bahçesini Arayan Yolcu…
Ey kendini arayan,
Ey iç bahçesini unutan…
Bu yazı, senin içindeki gülü bulman içindi.
O gül orada.
Sessizlikle açmayı bekliyor.
Ne olur onu kelimelerle boğma.
Onu konuşarak değil, yaşayarak aç.
Ve unutma: Rabbine en yakın olduğun an, hiçbir şey söyleyemediğin andır.
Çünkü aşk, bazen sözsüz olur.
Ve gül, en çok sessizlikte kokar.
Gönül Bahçesinde Kaybolanlar İçin: Sükûtla Açan Güllerin Hikâyesi
@sesliterapi

$50
Product Title
Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button

$50
Product Title
Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

$50
Product Title
Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.