Er-Râfî
- Sesli Terapi
- 25 Haz
- 6 dakikada okunur

Er-Râfî – Yukarı Kaldıran Kudret
Varlıkları Hakk’a Yaklaştıran İlâhî Yükseliş
Bazı isimler vardır ki sadece bir kudreti değil, bir yönelişi ve sonsuz bir seyri anlatır. Er-Râfî ismi, sadece bir şeyi yukarı kaldıran değil; onu hakikate doğru yükselten, dünyevî olandan ledünnî olana çeken, aşağılık heveslerden saf manaya doğru uzatan Yüce Kudret’i temsil eder. O, dilediğini alçaltan ve dilediğini yükselten El-Hâfıd ile birlikte anılır. Ama yükselişin sırrı yalnızca fiziksel bir yukarıya değil, ruhun derinliklerinden geçerek zatî yüceliğe ulaşmaktır.
Er-Râfî, mahlûkatın kaderi üzerinde tecelli eden bir sıfat değil yalnızca; aynı zamanda tecellî-i ahlâkîdir. Çünkü Allah’ın bu ismi, sadece insanların derecelerini değil, kalplerin istikametini de belirler. O, kullarından dilediğini huzur katına yükseltir; kimini nefsinin çukurundan çekip çıkarır, kimini makamların ötesine taşır. Ve bazen bu yükseliş, zilletin içinden çıkar. Zira Hakk, kırılmış gönülleri yükseltmekle övünür.
Şeyh Edebâlî der ki:"Yükseklik, yere en çok değen gönle verilmiştir."Bu söz Er-Râfî isminin tasavvufi tecellisinin özüdür. Allah, kibirle baş kaldıranı değil, tevazu ile eğileni yükseltir. O yüzden erenler der ki:“Râfî olan Allah, ancak secde edenleri yükseltir.”
Kudretli padişahların tahtlarını çökerten zaman, Râfî olan Rabb’in dilediği kulunu bir çobanken sultan etmesine engel değildir. Yusuf’un kuyudan saraya, saraydan zindana, zindandan da azîzliğe yükselişi; Er-Râfî isminin apaçık bir tecellisidir. Zira Rabb, sırat-ı müstakîm üzerindeki yürüyüşte dilediğine yükseliş bahşeder ama bu yükseliş, dünyada makam değil, kalpte huzur olarak tecelli eder.
Hz. Mevlânâ ne güzel der: "Yüksekliği dışarıda arama. Yücelik, gönül ehli olmaktadır."Er-Râfî olan Allah, kalbi yücelten bir Rabdir. Kalbinde kibir taşıyanı aşağı çeker, kalbinde hüzün taşıyanı ise yavaşça yukarı alır. Bu nedenle bazı kullar vardır, görünürde kaybeden gibi dururlar ama aslında Allah onları kendi katına almış, seslerini göğe yakın kılmıştır. Çünkü Er-Râfî'nin yükselttiği her kul, başka kimsenin anlayamayacağı bir makamda yaşar.
Ve unutma: Yükselmek, uzaklara çıkmak değil; yakınlığa ermektir. Yakınlık ise mekânla değil, mahviyetle olur.
Yüceliğin Kıblesi: Kalbin Derinliği
Er-Râfî ismi, yalnızca dünyadaki statülerin veya dünyevî başarıların arkasındaki bir kudret değildir. O, kalbin derinliğine inen ve oradan yükselten bir Sıfat-ı İlâhî’dir. Varlığın en aşağı noktasından, “ben”e mahkûm olmuş bir nefsin darlığından, Allah’a vuslat için yükselmek mümkündür. Fakat bu yükseliş, dünyevî anlamda bir yukarı doğru çıkış değil; Allah’a yaklaşmakla mümkün olan bir içsel açılımdır. Er-Râfî, “semâvî makamların Rabbi” olduğu kadar, “gönül mertebelerinin de Rabbidir.”
Tasavvuf ehli bu ismin tecellisini, sülûk yolculuğunda çok iyi tanır. Mürid, şeyhine teslim olduğunda aslında kendini aşağıya bırakır; nefsinden vazgeçer. Ama işte tam o anda, Er-Râfî ismi devreye girer: İnsan kendinden geçtikçe Allah onu kendine çeker. Ve bu çekiliş bir yükseliştir. Ne hikmetli bir sırdır ki; en çok secde edenler, arş-ı âlâya en yakın olanlardır.
İbn Atâullah el-İskenderî’nin şu sözü, Er-Râfî ismini anlamak için altın bir anahtardır:
"Tevazûnun kadar yücelirsin. Nefsini ezdiğin kadar Rabb'in seni kaldırır."
Çünkü Er-Râfî olan Allah, içi boş bir yükseklik değil; anlamla dolu bir yücelik verir. O, içi hakikatle dolu olan kulunu yükseltir; sesi az ama özü derin olanı yüceltir. Dünyanın gözünde görünmeyenleri, meleklerin nazarında makbul kılar.
Zıddıyla Tecellî: Hâfıd ve Râfî’nin İkili Kutbu
Kur’ân’da bu isim çoğunlukla El-Hâfıd ile birlikte geçer: alçaltan ve yükselten... Bu zıtlık, sadece kudretin çeşitliliğini değil, aynı zamanda terbiye edici hikmeti de yansıtır. Allah, Râfî ismiyle yükselttiği kulunu bazen Hâfıd ismiyle önce indirir. Çünkü bazı yükseklikler, çökmeden anlaşılmaz.
Hz. Yusuf kuyudayken, Hâfıd isminin gölgesindeydi. Zindandayken, mahviyetin en derin merhalesindeydi. Ama o sabretti, razı oldu, tevekkülde eridi. Ve nihayet, Er-Râfî ismi tecelli etti. Onu sadece Mısır’a vezir etmedi; ilmin, basiretin ve sabrın timsali bir kul olarak da yükseltti. Burada gerçek yükselişin ne olduğu açığa çıkar: Dünya makamları geçici, ilâhî yakınlık ise ebedîdir.
Bazı yükselişler sadece dışarıdan yüksektir ama içi boş kalır. Bazı yücelikler ise görünmez ama ilâhî nazarın en parlak noktasıdır. Çünkü Er-Râfî ismiyle yüceltilen, halkın değil Hakk’ın katında değer bulur.
Mevlânâ'nın şu mısraları bu tecelliyi açıklığa kavuşturur: "Sen toprağa ne kadar gömülürsen, o kadar filizlenirsin. Gömülmek alçalış değil, yükselişin başlangıcıdır. "İşte bu, Er-Râfî’nin zıddıyla tecellîsidir: önce “yok” olursun, sonra “varlık” seni bulur.
Kalbin Kıblesi Değiştiğinde...
Ruhun kıblesi dünyaya dönükse, her yükseliş bir illüzyondur. Mevkiler, unvanlar, alkışlar... Bunlar sadece “görünür” yükselişlerdir. Oysa Er-Râfî ismiyle yükselen kul, görünmez âlemlerde tanınan biridir. Onun duası arşta yankılanır, onun sükûtu melekleri susturur.
Sûfîlere göre, Er-Râfî ismiyle yükselenlerin kalbinde üç iz vardır:
Tevazu: Ne kadar yükselirse yükselsin, kendini en aşağıda bilir.
Mahviyet: Varlığını yoklukta arar, benlikten arınır.
Sükût: Sözle değil, hâl ile yücelir. Çünkü Allah en çok sessizce yükselenleri sever.
Bir kul “ben yükseldim” dediği anda düşüş başlamıştır. Er-Râfî, yalnızca kendisini unutanları yükseltir. Çünkü hakikatte yükselmek, kendini ortadan kaldırmaktır. Nefsini yok sayanlar, Allah’a varır. “Ben” ortadan kalkınca, “O” ortaya çıkar. Ve işte tam orada, Er-Râfî’nin sırrı açığa çıkar.
Yükselmek: Görünenden Saklı Bir Seyr
Yükselmek... Kelimede bir hafiflik var, bir uçuş hissi. Ama Er-Râfî’nin tecellîsi öyle değil. O, havada asılı kalmak gibi değil; ağırlığını ruhunun derinliğine gömmek gibidir. Çünkü Allah'ın indinde yükseliş; yükten arınmış olanadır. Kim ki kendi egosunun terazisinden inip, Hakk’ın mihengine teslim olur, işte o kişi hakikî bir yükselişe doğru yol alır.
Bazı insanlar vardır, bir kalabalığın içinde bile görünmez; ama onların kalbi gök kubbeye değmiştir. O kimseler, ne alkışla yükselir ne de yergiyle düşer. Onlar Er-Râfî’nin taşıdığı sırlı nefesle beslenir. Bu yükseliş bir itibar değil, bir kabulleniş halidir. Allah onları kendi katına yakın eder çünkü onlar artık dünya ile değil, mana ile tartılır.
İç yükselişin ilk adımı, kendini yıkmaktır. Ve yıkıldığında seni yeniden kuracak olan O’dur. Râfî isminin incelikli rahmeti burada başlar: Sana yük olmadan seni yücelten bir kudretle.
İçteki Merdivenler: Râfî'nin Kalpteki Katmanları
Er-Râfî, kalbin içinde merdivenler yaratır. Her adımda seni senden uzaklaştırır, O’na yakınlaştırır. İlk basamak inkardır: “Ben neyim ki?”İkinci basamak ikrardır: “Her ne varsa Senden...”Üçüncüsü ise teslimiyet: “Ol deyince olur.”
Bu üç katman, kalbin içinde açılan bir Miraç’tır. Hz. Peygamber’in Bedir’den sonra “En büyük cihad nefse karşıdır” demesi boşuna değildir. O büyük cihad, nefsin aşağılığını kabullenip, ruhun yüceliğini tanımaktır. O zaman Er-Râfî devreye girer ve seni içten içe taşır.
Bu merdivenler göğe değil; kalbin hakikatine kuruludur. İbn Arabi şöyle der:"Kimin kalbi Arş’a benzerse, oraya yücelmek için göğe çıkmasına gerek yoktur."
Yani Râfî isminin tecellîsi, mekânsız bir yükseliştir. Zamanla da ilgisi yoktur. Bir an olur ki, kırk yıllık yolculuk tek nefeste alınır. Çünkü o nefes, Allah’ın yükseltici nefesidir.
Seyr Ü Sülûkte Er-Râfî’nin Yönü
Tasavvuf yolunda Er-Râfî ismi, genellikle nefs-i emmareden nefs-i mutmainne’ye yükselişi simgeler. Sûfîler bilir: Bu yolda bir varış yoktur, sadece arınarak tırmanış vardır. Her terki bir yükten kurtulmaktır ve her yükten kurtuluş, bir yüceliştir.
Büyük evliyalardan Seyyid Abdülkâdir Geylânî şöyle buyurur:"Allah seni yükseltmeden önce senden seni çeker. Senden ne kalırsa, O işte onu yüceltir."Bu şu demektir: Râfî ismiyle yükselmek için, Hâfıd ismiyle alçalmaya razı olmak gerekir. Çünkü sülûkun her basamağı, varlığın azalması, yokluğun çoğalmasıdır.
Sûfî yolculukta Er-Râfî, kalbin cehâletle çakılı kaldığı her taşın kaldırılmasıdır. Her kaldırılan taş, altındaki tohumun filizlenmesine vesiledir. Bu tohum nefretten sevgiye, kinden bağışlamaya, kibirden tevazuya uzanan bir manevî yoldur. Râfî olan Allah, işte bu tohumları sulayan Kudret’tir.
Er-Râfî’yle Derinleşen Sessizlik
Yükselmek çoğu zaman sessizce olur. Kimsenin alkışlamadığı, kimsenin fark etmediği anlarda Allah seni kendi katına taşır. Özellikle yalnızlıkta, sessizlikte, geceleyin uyanıp dua ettiğinde; işte o zaman Allah’ın Râfî ismiyle temas edersin. O an, göklere çıkmaktan daha fazlasıdır. O an, kalbinin kıblesinin değiştirilmesidir.
Hz. Ali şöyle der:"Kalbi yüce olanın sesi kısık olur."Çünkü yükselen kalpler bağırmaz, konuşmaz, göstermez. Onlar sadece taşır. İçlerinde Allah’a dair bir sır taşırlar ve o sır, gözle değil, hâl ile görünür.
Sıradan bir dua edenin gözyaşı, bir âlimin saatlerce ettiği zikre denk gelebilir. Çünkü Allah, yükselişi bilgiyle değil, samimiyetle ölçer. Bazı “âlimler” görünür ama düşer. Bazı “bilinmeyenler” dua eder ve yükselir.
Er-Râfî'nin Tecellîsinde Kadere Bakmak
İnsan kaderinde yükselmeyi çoğu zaman dünya başarılarıyla karıştırır. Oysa Er-Râfî ismi, bazen tam aksini yapar: Seni senden korumak için yükselmez gibi gösterir. Hâlbuki seni koruyan o “duraksamalar”, aslında yokuşlara çıkmak için verilen istirahatlerdir.
Bak:
Musa denizdeyken yükselmedi mi?
İbrahim ateşe atıldığında yükselmedi mi?
Hz. Peygamber, mağarada saklandığında bile yükselmedi mi?
Bütün bunlar gösterir ki, Râfî olan Allah bazen düşüş gibi görünen halleri yükselişin mukaddimesi yapar. Bu yüzden sabır, Er-Râfî isminin anahtarıdır. Sabreden, Allah’ın kaldıracağı kuldur. Çünkü sabırda tevazu, tevekkül ve teslimiyet saklıdır.
Zikir Yoluyla Yükseliş: Er-Râfî ile Ruhun Hafiflemesi
Er-Râfî ismi, zikredildikçe kalpte bir hafiflik, bir çekilme, bir yükselme hissi doğurur. Ama bu yükseliş, göğe değil; Allah’a olan yakınlığa doğrudur. Bu ismin zikri, özellikle iç sıkıntısı, ruhsal daralma, toplumsal yalnızlık hissi, itibar kaybı, haksızlık görme gibi hâllerde büyük bir şifa niteliği taşır. Çünkü Allah, dilediği an seni herkesin gözünde değilse de, kendinin katında yükseltmeye kadirdir.
Zikir Uygulaması (Günlük Pratikler):
Zikir Sayısı: Günde 351 defa “Yâ Râfî” demek önerilir.
Zaman: Sabah namazı sonrası veya gecenin son üçte birinde (seher vakti).
Hâl: Gözler kapalı, baş hafifçe öne eğik, kalbe odaklanarak…
Niyet: Kalbî yükseliş, nefsin şehvetlerinden arınma, Hakk katında değer kazanma.
Niyet:“Ey beni taşıyan Kudret, benliğimin ağırlığını sil ve ruhumu hafiflet.”
Zikri sürdürürken, zihne gelen dünyevî yükselme arzularını fark ettiğinde onları birer bulut gibi geçmeye bırak. Çünkü asıl yükseliş, onların da ötesine geçmektir. Sûfîler bu zikir sırasında bazen ellerini göğüs hizasında açar, bazen de baş üstüne kaldırır. Bu, içsel teslimiyetin bedenle ifadesidir.
Zikre devam eden bir kul, bir süre sonra kendi gönlündeki alçak tefekkürleri, kıyasları, değersizlik duygularını bıraktığını fark eder. İşte o bırakış anı, Er-Râfî’nin içerdeki sırrıyla temastır.
“Yâ Râfî…
Ey kalbi ağırlıktan arındıran,
Ey ruhu hafifleten,
Ey dostlarını sessizce yükselten…
Beni halkın gözünde değil,
Senin katında değerli kıl.
Kalbimdeki her sahte makamı yık,
beni mahviyetle donat.
Eğer bir yere taşıyacaksan beni,
nefsimin zirvesine değil, Senin rızana taşı.
Ruhumu en çok eğildiğim yerden kaldır,
beni en çok yok olduğum hâlde var eyle.
Hakk’ı tanıyanların sessizliğine al beni…
Ellerimi boşalt, gözlerimi doldur,
Kalbimi hafiflet, basîretimi ağırlaştır.
Çünkü biliyorum ki: Sen, nefsimi indirip ruhumu çıkaransın.
Sen, susuşumla konuşan, düşüşümle yükselten Rabbimsin.
Yâ Râfî…
Varlığımı sana doğru çeken o sırla beni sar.
Kalbimi Hakk’a yakın, mahlûka uzakta tut.
Ve ben kimseye görünmeden, S
enin nazarında yükselenlerden olayım…
Âmin.”

$50
Product Title
Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button

$50
Product Title
Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

$50
Product Title
Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.