top of page

El-Musavvir

Biçimlerin Ötesinde Bir Kudret: El-Musavvir
Biçimlerin Ötesinde Bir Kudret: El-Musavvir

Biçimlerin Ötesinde Bir Kudret: El-Musavvir

İnsan, aynaya her baktığında bir “şekil” görür; ama o şeklin ardındaki mana çoğu zaman görünmez.

İşte El-Musavvir, sadece şekil vermez; aynı zamanda ruha, niyete ve kaderine de kıvam verendir.

O, her mahlûka farklı bir suret ,her yüreğe başka bir yol, her gönle başka bir kader yazandır.

Ve bu şekil verme, yalnızca bedene değildir. El-Musavvir, gönlün çehresini, kalbin kıvamını, niyetin istikametini de biçimlendirir.

“O, sizi annelerinizin karınlarında, dilediği şekilde şekillendiren Allah’tır.”(Âl-i İmrân, 6)

Bu âyet, El-Musavvir’in kudretini yalnızca fiziksel yaratılışla sınırlamaz. Aslında bu, insanın kaderî ve ruhsal dokusuna verilen eşsiz formu anlatır.


İbn Arabî’ye Göre El-Musavvir: Suretlerin Ardındaki Hakikat

İbn Arabî, El-Musavvir ismini “tezahürlerin perdesi” olarak niteler.Ona göre Musavvir olan Allah, her varlığı bir gölge hakikat gibi şekillendirir;ama o şeklin ardında mutlak Varlık’ın izi vardır.

“Her suret, bir hakikatin gölgesidir.Allah, o gölgeye dahi incelikle bir kıvam verir.” Fütûhât-ı Mekkiyye

Bu bakışa göre El-Musavvir, şekli güzelleştiren değil; şekil aracılığıyla mânâyı yansıtandır.

Güzel olan bir çiçek, kusurlu doğan bir beden, farklı düşünen bir akıl…Hepsi, El-Musavvir’in tecellisidir. Ve hepsi; görünenin ötesine çağırır.


Mevlânâ’da Musavvir Tecellisi: Renk Renk Yazılmış Ruhlar

Mevlânâ der ki:

“Bir çiçeğin rengi ile bir insanın kaderi arasında perde yoktur. Her biri, El-Musavvir’in fırçasından çıkmış çizgilerdir.”

Ona göre Musavvir ismi, insanın dış suretinden çok iç suretine aittir.

“Sen suretini seviyorsun,ama Allah içinin resmini çiziyor. Asıl olan o resme güzel bakmaktır.” Mesnevî

Tasavvuf ehli için Musavvir, sanatkâr bir Halik’tir. Ve O’nun fırçası, hiçbir rengi eksik bırakmaz.


Suretin İçindeki Sır: Her Şekil İlâhî Bir Kudrettir.

Musavvir isminin en derin sırrı şudur: Hiçbir şekil rastgele değildir.

Bir çocuğun göz rengi, bir kuşun kanat biçimi, bir dağın gölgesi, hatta bir ağacın eğriliği…

Hepsi, El-Musavvir’in takdiridir. Çünkü O, şekil verirken sadece estetiği değil; hikmeti de koyar içine.

Ve her hikmet, zamanla anlaşılır.Görsel güzellik gelip geçer;ama şeklin ardındaki mânâ kalır.

“Ey insan, sen şekil üstüne şekil eklersin, ama Allah senin niyetini boyar.” Tasavvuf ehli bir söz.

İnsanın En Güzel Şekli: Ahseni Takvîm

Kur’ân’da geçen şu ayet, Musavvir isminin bir neticesidir:

“Andolsun ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık.”(Tîn, 4)

Bu “en güzel” biçim, yüz çizgilerimizde değil, irade, kalp ve ruh kıvamında gizlidir.

Yani “ahsen-i takvîm”, sadece dışsal güzellik değil,en güzel istidatlar ile yaratılmış olmaktır.

Senin yaratılışın, başka hiçbir varlığa benzemez. Ve bu eşsizliğin sahibi, El-Musavvir’dir.


“Yâ Musavvir” Zikriyle Şekilsizliğe Biçim Vermek

Kalp bazen dağılır. Duygular karışır. Hedefler bulanır.

O zaman çağır:

“Yâ Musavvir…”

Çünkü bu Esma, sadece bedenlere şekil vermez; karışmış ruhlara da şekil kazandırır.

Zikirle Biçimlenmek: “Yâ Musavvir” ile İç Düzen Kurmak

El-Musavvir Esması’nın zikri, karışıklığın ortasında bir şekil bulmak gibidir. Hayatının bulanık, çehresiz, yönsüz hissettirdiği anlarda bu Esma, sana “yeniden çiz” der.

“Yâ Musavvir”  Ey her şeyi şekillendiren Rabbim…

Bu zikir, yarım kalmış duyguları tamamlar. Kırık hayalleri düzene sokar. Ve insana, kendi şekilsizliğinin içinde bile bir hikmet olduğunu hatırlatır.

Zikir Usulü: Günlük “Yâ Musavvir” Uygulaması

Bu Esma, ruh formu bozulduğunda,karar vermekte zorlanıldığında ya daiçsel dağınıklık hissedildiğinde uygulanır.

Zikir Planı:

  • Sabah: 100 defaNiyet:  Bugünü hikmetli bir biçimle yaşamak, iç âlemi düzenlemek

  • İkindi sonrası (yoğunluk sonrası): 66 defaNiyet: Duygularımı toparlamak, kalbime şekil vermek

  • Gece (tefekkür vakti): 33 defaNiyet: İçimi Sana teslim ediyorum; Sen dilediğin gibi biçimlendir.

Zikir sırasında şu cümle içten tekrarlanabilir:

“Ben içimdeki dağınıklığı bırakıyorum…Ey Musavvir, bana şekil ver…”

Ey Musavvir,

İçimdeki Dağınıklığı Sen Toparla…

Yâ Musavvir…

Ne zaman yönümü kaybetsem, suretini unuttuğum bir dua gibi kalıyorum.

Bazen kalbim şekilsiz, bazen niyetim kararsız…

Ey şekil veren, beni kendi suretime döndür.

Kalbimi yeniden çiz.

Kırılmış yanlarımı yumuşat.

Kaba çizilmiş duygularımı estetikle doldur.

Diken gibi duran kelimelerimi gül haline getir.

Ey Musavvir…

Beni içten içe güzelleştir.

Dışımda gördüğüm her çirkinliğin ardında

Senin çizdiğin bir mânâ olsun.

Ruhuma şekil ver, içimi Sana yakışır bir hâle getir…

Âmin.

Musa (a.s.)’nın Duası

Musa (a.s.), azim sahibi, ulu peygamberlerden biridir. Firavunların idaresindeki İsraillilerin doğan erkek çocuklarının öldürüldüğü bir zamanda Mısır’da doğmuş, Allah’ın lütfu ile Firavun’un sarayında annesi ile birlikte büyümüştür. İsrail oğullarına peygamber olarak gönderilmiş, kendisine Tevrat verilmiştir. Asa ve yed-i beyza mucizeleri vardır. Allah’ın kendisi ile konuştuğu bir peygamberdir. Henüz peygamberlikle görevlendirilmeden önce Mısır’da bir İsrailli’yi savunmak için bir kıptîye bir tokat vurmuş, kıptî de bu tokat ile ölüvermiştir. (bk.Kasas, 28/3-42) Bunun üzerine şu duayı yapmıştır:

َر ِّب إِ ِّن َ ي ظ َل ْم ُت َن ْف ِس َ ي ف ْ اغ ِف ْر ِل َ ي ف َغ َف َر َل ُه إِ َّن ُه ُه َو ْ ال َغ ُف ُ ور َّ الر ِح ُ يم

Okunuşu: “Rabbi innî zalemtü nefsî feğfirlî fe-ğafera lehû innehû hüvel-ğafûrurrahîm.” 

Anlamı: “Ey Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni ba- ğışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Kasas, 28/16)

Musa (a.s.), bu duasında istemeyerek ölümüne sebep olduğu bir kimseden dolayı kendisine zulmettiğini itiraf etmekte ve bu kusurun bağışlanmasını Allah’tan istemektedir. Yüce Allah da onu bağışladığını, kendisinin çok bağışlayan ve çok merhamet eden olduğunu bildirmektedir.

Bir kıptînin ölümüne sebep olduğundan, cezalandırılmaktan korktuğu için Mısır’dan gizlice kaçmış ve Allah’a şöyle dua etmiştir:

َر ِّب َن ِّج ِن ِ ي م َن ْ ال َق ْو ِم َّ الظ ِ ال ِم َين

Okunuşu: “Rabbi neccinî minel-kavmiz-zâlimîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar.” (Kasas, 28/21)

Allah da duasını kabul etmiş ve onu korumuştur.

Musa (a.s.), Tur dağından döndüğünde kavminin Samirî’nin yaptığı buzağıya taptıklarını gördü. Kendisi ile birlikte peygamber olan kardeşi Harun’a kızdı. Harun (a.s.), kavminin söz dinlemediğini, nerede ise kendisini öldüreceklerini söyledi, bunun üzerine Musa (a.s.) şöyle dua etti:

َر ِّب ْ اغ ِف ْر ِل َ ي و ِأل َ ِخ َ ي وأَ ْد ِخ ْل َن ِ ا ف َ ي ر ْح َم ِت َك َوأَ ْن َت أَ ْر َح ُم َّ الر ِ اح ِم َين

Okunuşu: “Rabbiğfirlî ve li-ahî ve edhılnâ fî rahmetike ve ente erhamür-râhımîn.” 

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla! Bizi rahmetinin içine al. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (A’râf, 7/151)


İsrailoğullarına peygamber olarak görevlendirildiği sü- reçte kavminin Samirî’nin buzağıya tapmalarından sonra yüce Allah kendisi ile Tur dağında buluşma vaad etti. Kavminden yetmiş kişi ile Tur’a gitti. Allah ile konuştu, seç- tiği kimseler buna muttali oldukları hâlde, Allah’ı açıkça görmeden inanmayız dediler. Yüce Allah da onları şiddetli bir sarsıntı ile sarstı, bayıldılar. Bunun üzerine Musa (a.s.), Allah’a şöyle dua etti:


َر ِّب َل ْو ِش ْئ َت أَ ْه َل ْك َت ُه ْم ِم ْن َق ْب ُل َوإِ َّي َ اي أَ ُت ْه ِل ُك َن ِ ا ب َم َ اف َع َل ُّ الس َف َه ُ اء


ِم َّنا إِ ْن ِه َي إِ َّلا ِف ْت َن ُت َك ُت ِض ُّل ِب َه َ ا م ْن َت َش ُ اء َو َت ْه ِد َ ي م ْن َت َش ُ اء أَ ْن َت َو ِل ُّي َنا


َف ْ اغ ِف ْر َل َن َ ا و ْ ار َح ْم َن َ ا وأَ ْن َت َخ ْريُ ْ ال َغ ِ اف ِر َ ين َو ْ اك ُت ْب َل َن ِ ا ف َ ي ه ِذ ِه ُّ الد ْن َيا


َل ْي َك ِ َح َس َن ًة َو ِف ْا ٰ ي ال ِخ َر ِة إِ َّن ُ ا ه ْد َناإ

Okunuşu: “Rabbi! Lev şi’te ehlektehüm min kablü ve iyyâye e tühlikünâ bimâ fe’ales-süfehâü minnâ in hiye illâ fitnetüke tüdıllü bihâ men teşâü ve tehdî men teşâü. Ente veliyyünâ feğfirlenâ verhamnâ ve ente hayrül-ğâfirîne vektüb lenâ fî hâzihid-dünyâ hasene-tevve fil-âhıreti innâ hüdnâ ileyke. 


Anlamı: “Rabbim! Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin imtihanından başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen ba- ğışlayanların en iyisisin. Bize bu dünyada da iyilik, güzellik ve nimet yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik.” (A’râf, 7/156-157) 

Yüce Allah, Musa (a.s.)’a kendisini ilâh yerine koyan Firavun’a gidip onu imana davet etmesini emretti. Musa (a.s.), bu görev üzerine şöyle dua etti:


َق َ ال َر ِّب ْش َر ْح ِل َ ي ص ْد ِر َ ي و َي ِّس ْر ِلي أَ ْم ِر َ ي و ْ اح ُل ْل ُع ْق َد ًة ِم ْن ِل َس ِ اني


ي ِر َْز أ ِه ِ َي ْف َق ُه َ وا ق ْو ِل َ ي و ْ اج َع ْل ِل َ ي و ِز ً ير ِ ا م ْن أَ ْه ِل َ ي ه ُ ار َ ون أَ ِخي اُ ْش ُد ْد ب


َنا ِ َّن َك ُك ْن َت ب ِ َوأَ ْش ِر ْك ُه ِفي أَ ْم ِر َ ي ك ْي ُن َس ِّب َح َك َك ِثير ًا َو َن ْذ ُك َر َك َك ِثير ًا إ


َب ِصيرًا


Okunuşu: “Kâle Rabbiş-rahlî sadrî ve yessirlî emrî vahlül ‘ukdetem millisânî yefkahû kavlî vec’al lî vezîran min ehlî Hârûne ahî üşdüd bihî ezrî ve eşrikhü fî emrî key nüsebbihake kesîran ve nezkürake kesîran inneke künte binâ basîra.”

Anlamı: “Mûsâ, dedi ki: Ey Rabbim! Göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çözüver de sözümü iyi anlasınlar. Bana âilemden bir vezir ver; Kardeşim Harun’u, onunla arkamı kuvvetlendir, onu da (elçilik) görevime ortak yap ki Seni çok tesbih edelim ve Seni çok analım. Şüphesiz Sen, bizi görensin.” (Tâ-hâ, 20/25-35)


Musa (a.s.), Allah’ın emir ve yasaklarını tebliğ etmekle görevlendirildiği insanları iman ve ibadete davet etti, onları haram ve kötü davranışlardan sakındırdı. Sözüne kulak vermeyenlere; ‘benim size söylediklerimi yakında anlayacak ve hatırlayacaksınız’, dedi (bk. Mü’min, 40/37-47) ve şöyle dua etti:

ِ َوأُ َف ِّو ُض أَ ْم ِري إِ َل ِّٰه ى الل إِ َّن ٰهّ َ الل َب ِصيرٌ ِب ْ ال ِع َباد

Okunuşu: “Ve üfevvidu emrî ilallâhi innellâhe basîrumbil‘ıbâdi” 

Anlamı: “Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir.” (Mü’min, 40/44)

Musa (a.s.)’ın dualarında şu unsurlar dikkatimizi çekiyor:

Musa (a.s.);

- İstemeyerek bir hata işleyince, hemen tövbe edip Allah’tan affını istemiştir.

- İnsanların kendisine zarar vermemesi için Allah’a sığınmış ve kendisini korumasını talep etmiştir.

- Kavminden birtakım azgınların davranışları sebebiyle helâk edilmemesi için dua etmiştir.

- Dünya ve ahirette Allah’ın kendisine ve mü’minlere iyilik, güzel ve nimet (hasene) vermesini istemiştir.

- İslâm’ı tebliğ görevini yerine getirebilmesi için başarı, kolaylık ve konuşma yeteneği istemiştir.

- İşlerini ve başarısını Allah’a havale etmiştir.

- Dua ederken Allah’ın güzel isimlerini zikretmiştir. 


$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

Recommended Products For This Post
 
 
bottom of page