top of page

“اللّٰه” — Allah.

Güncelleme tarihi: 22 Haz

ree

 Zât İsmi Olarak “Allah”

“Allah” ismi, Esmâü’l Hüsna’nın ilkidir ama aynı zamanda tüm isimlerin özetidir, özüdür, cevheridir. Bu isimde diğer Esmâ’nın her biri cem olur, bir araya gelir ve tek bir kelimeyle bütün hakikatler birleşir.

Abdülkerim el-Cîlî şöyle der:

“Allah ismi, Zât’ın bizzat kendisidir. Diğer Esmâ, bu ismin dallarıdır.”

Bu yüzden “Allah” ismini zikretmek, yalnızca bir adı anmak değil; tüm isimlerin ana kaynağını çağırmak, tüm varlığın tek sığınağına yönelmek demektir.

İmam Gazzâlî der ki:

“O’nun Allah ismiyle anılması, yaratılmışların O’na yöneliş kapısıdır. Çünkü bu isim, zâtının aynasıdır.”

Bu aynaya bakmak, “Ben neyim?” sorusunu geride bırakıp, “Ben yalnızca O’ndanım” demeye dönüşür.

“Allah” İsmi Kur’an’da

Kur’ân-ı Kerîm’de “Allah” ismi, yaklaşık 2700’den fazla geçer. Bu, ilâhî kelâmın merkezinin ne olduğunu açıkça gösterir.“Bismillâhirrahmânirrahîm” ayetiyle başlar her sure; çünkü her şey O’nun adıyla varlık bulur.

Lâ ilâhe illâ Hu– O’ndan başka ilah yoktur.

Bu ayet, Allah isminin hem nefî (inkâr) hem isbat (tasdik) boyutunu içerir. O’ndan başka hiçbir kudretin, hiçbir hakikatin ve hiçbir ilahîliğin olmadığını bildirir. Bu isim, her şeyin yoktan var edildiği, sonra yine O’na döneceği hakikatin tek ismidir.

İbn Arabî’de “Allah” İsmi: Zât’ın Aynası

İbn Arabî, “Allah” ismini, tüm varlıkların ilâhî aynada yansıması olarak yorumlar. Ona göre “Allah”, kendini tanımak istedi ve bu nedenle âlemleri yarattı. “Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim...” hadisi, bu derinliği anlatır.

İbn Arabî der ki:

“İlk tecelli, Zât’ın bizzat kendisidir ve bu tecelliye yalnızca ‘Allah’ adı yakışır.”

Yani “Allah” ismini zikreden, aslında Zât’a bir ayna tutar. Ama bu ayna, yalnızca saf bir kalple parlar. İbn Arabî’ye göre “Allah” demek, kendini unutup O’na açılmak demektir. Zira O’nun Zâtı dışında hakikat yoktur, varlık yoktur, mutlaklık yoktur.

İsmin Tecelli Biçimleri: Cem’ ve Cezb

“Allah” ismi Cem’î bir isimdir. Yani Rahmân, Hakîm, Vedûd, Azîz, Celîl, Latîf gibi bütün Esmâ’nın hakikatini kendinde toplamıştır. Zikredildiğinde, diğer tüm isimler kalpte yavaşça açılır.

Bazı Evliya şöyle der:

“Her Esma bir nûrdur. ‘Allah’ ismi ise bütün nûrların kaynağıdır.”

Bu yüzden birçok sûfî zikirlerinde yalnızca bu ismi tekrar eder:Allâh… Allâh… Allâh…

Çünkü bu zikir, kalbin pasını siler, benliğin perdelerini kaldırır, kişiyi ‘hiçlikten varlığa, varlıktan yokluğa’ taşır.


Mevlânâ ve Şems’in Nefesinde: “Allah” İsmiyle Yanmak

Mevlânâ, “Allah” ismini zikrederken kalbin kıyısında durmaz; o ismin içinde yok olmayı seçer. Ona göre Allah ismi bir çığlıktır, aşkın en sessiz haykırışıdır.

“Aşık, her şeyi terk ettiğinde Allah der… Çünkü O’ndan başka kimse kalmamıştır.”— Mevlânâ, Divân-ı Kebîr

Şems-i Tebrîzî ise daha keskin, daha yakıcı bir dil kullanır. “Allah” ismini sadece bir ses değil, yanmak olarak görür. Ona göre bu isim, kalbi dağlayan bir sırdır.

“Allah dersen, yanmayı göze alırsın. Çünkü O’nu zikreden ya yok olur, ya da hiçliğinde var olur.”— Şems-i Tebrîzî, Mektuplar

Tasavvuf yolunda “Allah” ismiyle yürümek; aşkın kıvılcımıyla yanmak, buharlaşmak ve sadece O’nunla kalmaktır.


Evliyaullah ve Ariflerin Dilinde “Allah”

İmam Rabbânî Hazretleri, “Allah” isminin zikrini en yüksek zikir olarak kabul eder. Der ki:

“Diğer Esma, sıfatlaradır. Fakat Allah ismi, Zât’ın ismidir. Kalp, bu isme yöneldiğinde başka her şeyi terk eder.”

Abdülkadir Geylânî Hazretleri de “Allah” ismini zikretmeyi bir nefes terbiyesi olarak öğretir. Zira bu isim, yalnızca dille değil, nefesle; yani ruhla çekilir.

“Dilin Allah demesi kolaydır. Ama kalbin Allah demesi için, dünya susmalıdır.”

Bu yolun büyükleri, “Allah” ismini zikretmenin kişide şu hallerle tecelli ettiğini söyler:

  • Kalbin sık sık gözyaşına yönelmesi

  • Dünya nimetlerinden soğuma ve sadeleşme

  • Ruhun derin bir yalnızlık ve huzur hali yaşaması

  • Varlığın her zerresinde O’nu görme hali

Zikrin Ruhuyla “Allah” Demek

Allah ismini zikretmek, sadece dilin hareketi değil; kalbin secdesidir. “Lâ ilâhe illâllah” zikriyle başlar, “Allah… Allah…” ile derinleşir.

Bu zikirde en önemli kavram, hudû (kalbin saygılı eğilişi) ve huşû (kalbin titreyişi)dir.

İmam Şa’rânî şöyle der:

“Zikir, bedenle yapılırsa sevap olur. Kalple yapılırsa nur olur. Ama Allah ismiyle yapılırsa, o nur Allah’a ulaşır.”

Tasavvuf ehli arasında “Allah” ismini nefesin çıkışıyla zikretmek bir usuldür:

  • “Al” diyerek nefes alınır

  • “Lâh” diyerek nefes verilirBu sessiz zikre Nefes Zikri denir ve bu, ruhun nefesiyle Allah’a ulaşma çabasıdır.

Modern İnsan ve Allah İsmi: Susarak Çağırmak

Zamanın hızına kapılmış insan, Allah ismini ya unutmuş ya da yalnızca zor zamanlarda hatırlar olmuştur. Fakat bu isim, yalnız felakette değil, nimetin tam ortasında da zikredilmelidir.

Modern çağda, teknolojiyle donatılmış ama kalben aç kalan insan için Allah ismi bir suskun çağrıdır. Reklamların, seslerin, ekranların ortasında bile bu ismi kalpten geçirmek mümkündür.

Allah ismini her şeyin ortasında taşıyan bir kalp, artık dünya ile değil, zaman ötesiyle yaşar.


“Allah” İsmiyle Gelen Ruhsal Dönüşümler

Sûfîler “Allah” isminin beden ve ruh üzerinde etkileri olduğunu kabul eder. Düzenli Allah zikriyle:

  • Kalp ritmi sakinleşir,

  • Beyin frekansı yavaşlar,

  • Bilinç berraklaşır,

  • Nefsin sesi kısılır,

  • Vicdan güçlenir,

  • Gözyaşı çoğalır,

  • Ve kişi, kendini bir zerre gibi hisseder…

Bu his, hakikatin başlangıcıdır. Çünkü Allah ismini gerçek anlamıyla zikreden kişi, artık benlikten sıyrılır, sadece “O” der… Ve bu, en büyük teslimiyettir.


“Allah” İsmiyle Zikir: Usul ve Adab

Nakşibendî gelenekte “hafi zikir”, yani kalpten ve sessizce yapılan Allah zikri esastır. Kalbe yönelmeden yapılan her zikir, sadece dudakta kalır. Zikir adabı şunlardır:

  • Abdestli olmak,

  • Yalnız bir yerde olmak,

  • Başta salavat getirmek,

  • Zikri sayarak değil, hissederek yapmak,

  • Zikrin sonunda sessizce tefekkür etmek.

Bu yollar, “Allah” ismini yalnızca söylemekten çıkarır, yaşamak haline getirir.


Allah İsmiyle Tevhîde Yönelmek: Vuslat Duası

Ve şimdi, tüm bu yolculuğun ardından Allah ismini anarak bir dua ile kalbimizi Hakk’a çevirelim.

Allah’ım…

Varlığınla var oldum, isminle dirildim.

Her “ben” deyişimin ardında Sen vardın; beni benden al, kendine kat…

Ben, yorgun bir kalbim…

Yolumu şaşırdığım her an, “Allah” diyerek dönmek istiyorum.

Ey tüm isimlerin kaynağı olan Rabbim…

Sen ki Rahmân’sın, Hakîm’sin, Vedûd’sun… ama en çok Sensin.

Benliğimi erit, nefsimi erit, varlığımı erit…

Bir damla su gibi, Senin sonsuzluğunda kaybolmak istiyorum.

Adını her andığımda, içimde bir sonsuzluk yankılanıyor.

O yankı, Senin varlığındır.

Kalbim “Allah” dedikçe, dünya sussa…

Gökler dursa, zaman yok olsa…

Yine de Sen kalırsın.

Senden başka yokum,

Sana muhtacım.

Ve Sana sığınıyorum:

Ya Allah… Ya Allah… Ya Allah…

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

Recommended Products For This Post
 
 
bottom of page